Sosyal Medya

Makale

F. Gülen’in ‘Wunderwaffe’si

Adolf Hitler’in hesabına göre Dünya Savaşı 1950’lerin ortalarında Almanya’nın kesin zaferiyle sonuçlanacak ve Almanya en az 1000 sene boyunca dünyaya hükmedecekti.

Dünyaya hükmeden bir Almanya’ya yaraşır görkemdeki yeni baÅŸkent -aynı zamanda bütün dünyanın baÅŸkenti (Welthaupstadt)- Germania’nın inÅŸası da o zamana kadar tamamlanacaktı.

BoÅŸ zamanlarında, Ä°mparatorluk BaÅŸ Mimarı Albert Speer’le beraber Germania’nın dev maketini inceleyerek “Åžurasını şöyle mi yapsak, burasını böyle mi yapsak” diye kafa patlatırdı Hitler.

Hesabının tutacağından o kadar emindi ki, zafer sonrasına dair teferruatla meşgul oluyor, mağlubiyet ihtimalini aklının ucundan dahî geçirmiyordu.

Kendini inandırdığı gibi taraftarlarını (neredeyse bütün Almanları) da inandırmıştı Almanya’nın önlenemez dünya hâkimiyetine.

1939’da baÅŸlayan Dünya Savaşı’nın 1942 itibarı ile hızla Almanya’nın aleyhine dönmesi,

Stalingrad hezimeti, Alman ÅŸehirlerinin ağır hava bombardımanlarıyla periÅŸan edilmesi, ABD’nin savaÅŸa girip Almanya aleyhindeki ittifaka muazzam bir güç katması, ABD öncülüğündeki müttefik orduların Normandiya’ya çıkması, Kızılordu’nun Berlin’e yürümesi vız gelip tırıs gidiyordu bu sarsılmaz inanca.

Geriledikçe, yenildikçe, tükendikçe, Hitler’in “Endsieg” (Nihai Zafer) vaadine daha bir sıkı sarılıyordu gamalı haçı yüreklerine kazımış olan Almanlar.

Bunda, Nazi propaganda aygıtının yaydığı “Wunderwaffe” efsanesinin payı büyüktü.

Güya öyle bir silah imal ediyordu ki Nazi rejimi, o silahla düşman bir hamlede yere serilecekti.

Görece yenilgilere veya gerileyiÅŸlere bakıp aldanmamalıydı üstün ırk; “Wunderwaffe”yle hepsinin üstesinden bir anda gelinecekti.

Adı üstünde, “Wunderwaffe”ydi bu: MUCÄ°ZE SÄ°LAH.

1945’in nisan ayında, Sovyetler BirliÄŸi’nin Kızılordu’su Berlin’in kalbine kadar ilerlemiÅŸken, Hitler, saklandığı sığınağın birkaç adım ötesine kadar gelen Kızılordu’nun bombardımanı altında bile, çoktan dağılmış olan bilmem kaçıncı ordunun imdada yetiÅŸip savaşın seyrini deÄŸiÅŸtireceÄŸi hayaliyle kendi kendini avutuyor, âhı gidip vâhı kalan Alman halkı da -üç beÅŸ ‘bozguncu’ istisna hariç- “Wunderwaffe”nin devreye sokulup düşmanı bir kalemde silmesini bekliyordu hâlâ.

Bir rivayete göre, Nazi rejiminin üzerinde çalışıp da bir türlü tamamlayamadığı atom bombasıydı “Wunderwaffe.”

Atom bombası o senenin aÄŸustos ayında patlatıldı, ama Almanlar tarafından deÄŸil Amerikalılar tarafından… Rusya veya Ä°ngiltere’de deÄŸil, Japonya’da…

Bir sonraki durağı Almanya olabilirdi atom bombasının.

Neyse ki Naziler vakitlice teslim bayrağını çekti de Alman ÅŸehirleri HiroÅŸima ve Nagazaki’nin akıbetine uÄŸramaktan kurtuldu.

Hitler’in intihar ettiÄŸi nisan sonundan beri zaten uzatmaları oynuyordu Almanya.

***

F. Gülen de taraftarlarını “Wunderwaffe” gibi hayallerle kandıra kandıra felakete sürükledi.

17 Aralık 2013’te öyle bir bomba patlayacaktı ki, ErdoÄŸan ve adamları paramparça olacaktı; ama olmadı.

25 Aralık’ta bu iÅŸ kesin bitecekti; ama bitmedi.

Hazırlanan müthiÅŸ tapelerin altından kalkması mümkün olmayan ErdoÄŸan 30 Mart’ı göremeyecekti; ama ErdoÄŸan hepsinin altından kalktı ve 30 Mart seçimlerinden zaferle çıktı.

Yepyeni ve hepsinden müthiÅŸ bir hamleyle ErdoÄŸan’ın cumhurbaÅŸkanı olması engellenecekti; ama engellenemedi.

“Mucize” bir türlü gerçekleÅŸmiyor, ama bu arada FETÖ’cüler mevzi üstüne mevzi kaybedip darmadağın oluyordu.

Gene de kıl aldırmıyorlardı burunlarından.

Zafer işaretleri yaparak, kahraman ayaklarına yatarak giriyorlardı zindana.

Çünkü inanıyorlardı ki, “abileri”nin patlatacağı bir “Wunderwaffe”yle üç vakte kadar zindandan çıkıp “Uzun Adam”ın tepesine bineceklerdi.

O da olmadı.

Bütün beklentiler boşa çıkınca inançlar sarsılmaya başladı, saflar dağılmaya yüz tuttu.

Pensilvanya’dan parlak ufuk müjdeleri gelmeye devam ediyordu, fakat “Wunderwaffe” efsaneleriyle avunamayacak kadar zorlanmıştı tabanın sabrı.

Artık gerçek bir “Wunderwaffe” patlatıp iÅŸi komple bitirmekten baÅŸka çare yoktu.

‘Rahat! Hazır ol! Askerî darbe marifetiyle nihai zafer için ileri!’

Ve 15 Temmuz hezimeti…

Nihai yenilgi…

F. Gülen de artık nihai zaferden ümidi kesmiÅŸ olmalı ki, son “sohbet”inde, zindana giren taraftarlarının oradan veli olarak çıkacaklarını ‘müjdelemiÅŸ’, yani bu akıbetin kabullenilmesi yönünde bir iÅŸaret vermiÅŸ.

Öz eleştiri?

O yok tabii.

Muazzam kibrini aşıp “Yanlış yaptım, sizi felakete sürükledim, hakkınızı helal edin kardeÅŸlerim” demeye yanaÅŸmıyor hâlâ.A

Zerre kadar vicdan azabı emaresi göstermiyor (Göstermesi zaten teknik olarak mümkün değil, çünkü vicdanın zerresi yok bu adamda).

Milletin hakkına ve dahî kanına girenlerin evliyalıkla ödüllendirileceğini iddia etme küstahlığı da cabası.

Neyse…

“Wunderwaffe” masallarından ÅŸimdilik vazgeçmiÅŸe benziyor ve bu iyi bir ÅŸey

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.